Geçtiğimiz günlerde, dövme yaptırmak için gittiği stüdyodan memnun kalmayan bir kişi, olay sonrası yaptığı tehditler ve dükkana gerçekleştirdiği silahlı saldırıyla gündeme bomba gibi düştü. Bu sıradışı olay, dövme sanatının ve müşteri memnuniyetinin önemine yönelik önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. İnsanların kendilerini ifade etme yöntemlerinden biri olan dövme, bazen istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Ancak bir sanat eserine dönüşen bu beden ifadelerinin böyle bir saldırıya sebep olması düşündürücü.
Dövme sanatı, dünyada birçok insan için önemli bir ifade biçimidir. Ancak bu ifade biçiminin, sanatçılar ve müşteriler arasında sağlıklı bir iletişimi ve memnuniyeti gerektirdiği de unutulmamalıdır. İstanbul’da yaşanan bu olay, dövme stüdyosuna yapılan saldırının sebeplerinden biri olarak bu iletişimsizliğe işaret ediyor. Müşteri, istediği dövmenin tam olarak beklentilerini karşılamadığını düşündüğünde, ilk tepki olarak sanatçıya yöneldiyse de olay ilerleyerek tehdit seviyesine ulaştı. İşte burada, hem dövme sanatçısının hem de müşterinin üzerinde durması gereken bazı noktalar ortaya çıkıyor. Yüksek bir iletişim kalitesi, hem müşteri memnuniyetini artıracak hem de benzeri olayların yaşanmasını engelleyebilir.
Saldırıdan sonra polise intikal eden olay, güvenlik kameraları sayesinde aydınlatıldı. Görüntülerde, dövmeyi beğenmeyen kişinin dükkanda sert bir üslupla sanatçıya baskı yaptığı, ardından kurşun yağdırarak dükkana zarar verdiği anlaşıldı. Bu tür bir davranış, kendisine yönelik bir sanat eserine karışmak yerine daha yapıcı bir yaklaşım geliştirebilecekken, kişinin öfke kontrolünü kaybettiğini gösteriyor. Bu tür olayların yaşanmaması adına sosyal medya üzerinden tepkiler de çığ gibi büyüdü. Toplumun bir kesimi, yaşananları büyük bir şiddet olarak değerlendirirken; diğer yandan bu olayı tetikleyen nedenlere dikkat çekmekteydi. Sosyal medyada dövme sanatçıları, bu tür durumlarla başa çıkma yolları üzerine çeşitli öneriler ve mesajlar yayınladı.
Olayın ardından dövme stüdyosu, güvenlik önlemlerini artırmak zorunda kaldı. Hem çalışanlarının hem de müşterilerinin güvenliğini sağlamak için çeşitli eğitimler almayı planladıklarını açıkladı. Şiddet içeren, tehditkar veya saldırgan tutumlar asla kabul edilemez, ancak bunun yanında bütün tarafların iletişim becerilerini geliştirmesi şarttır. Elde edilen sonuçlar, bu tür vakaların önlenmesi için önemli bir adım olabilir. Olayın ardından birçok dövme sanatçısı, kendi iş yerlerinde müşteri memnuniyetine yönelik seminerler ve bilgilendirme toplantıları düzenlemeye başladı.
Dövme, sanatsal bir ifade biçimi olarak ön plana çıkmakta iken, huzurlu bir iletişim ortamının kurulmasının kaçınılmaz olduğu anlaşılmıştır. Hem sanatçılar hem de dövme severler için bu tür olaylar, birer ders niteliği taşımalı ve dövmeyle ilgili algıyı değiştirecek adımları beraberinde getirmelidir. Eğer insanlar memnun olmadıkları bir durumla karşılaştıklarında olgun bir şekilde yaklaşmayı öğrenirlerse, dövme stüdyolarında yaşanan sorunlar azalacak ve dövme sektörü daha sağlıklı bir hale gelecektir.
Sonuç olarak, bu çarpıcı olay, dövmenin sadece bir sanat eseri değil; aynı zamanda bir toplumsal ifade biçimi olduğunu ve bu ifade biçiminin sonucunda siyasi veya toplumsal gerilim olmaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Asıl önemli olan, dövme sanatını icra edenlerin ve yaptıranların birbirine karşı olumlu bir anlayış geliştirmesidir. İletişimin ve anlayışın olmadığı bir ortamda, bu tür olayların yaşanması kaçınılmaz görünmektedir.