Türkiye'nin acil durum çağrı hattı olan 112, yalnızca can kurtarmaya yönelik bir hizmet sunmakla kalmıyor; aynı zamanda ilginç ve bazen komik taleplerle karşılaşıyor. Sağlık ekiplerinin yoğunluğu devam ederken, bu tür çağrıların varlığı, toplumda 112’nin ne denli yanlış anlaşıldığını gözler önüne seriyor. Son günlerde medyada yer alan bir olay, bu yanlış anlama durumunu daha da netleştirerek kamuoyunun dikkatini çekti. Bir vatandaşın ambulans çağırarak, 'Beni havalimanına yetiştirir misiniz?' şeklindeki talebi, hem sağlık hizmetlerinin nasıl kullanılması gerektiğine dair bir farkındalık oluşturuyor hem de güldürüyor.
112, Türkiye'de acil sağlık, yangın, jandarma ve polis gibi acil durum hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak amacıyla kurulmuş bir çağrı hattıdır. Bu hattın doğru kullanılması, hayat kurtarıcı öneme sahipken, yanlış taleplerin sıklıkla yaşandığı bir durum da söz konusu. Sağlık ekipleri, hayat kurtaracak vakalarda hızlı müdahale etmek için hazır beklerken, 112'ye gelen absürt talepler, hem sağlık çalışanlarını hem de acil durum yönetimini zor durumda bırakıyor. Örneğin, bir kişinin "Ambulansı havalimanına çağırın, uçağımı kaçırdım!" şeklindeki bir talebi, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, akıllara durgunluk verecek cinsten.
Acil durumlarda 112’yi aramanın doğru için geçerli nedenleri saymak gerekirse; kalp krizi geçiren bir birey, trafik kazası geçiren kişilere yardım etmek veya büyük yangınlar gibi ani durumlar sayılabilir. Fakat sıradan ulaşım talepleri bu hizmetin amacı ve kapsamı dışında kalmaktadır. Zira, bu tür istekler, sağlık ekiplerini gereksiz yere meşgul etmekte ve gerçek acil durumlarda yardım almak isteyen bireylerin hayatını tehdit etmektedir. Özellikle acil sağlık hizmetlerinin etkinliği, bu tür yanlış talepler yüzünden olumsuz etkilenmektedir.
Toplumda, 112’nin yalnızca sağlık hizmetleri için değil, genel acil durumlar için bir çağrı hattı olduğu yanılgısıyla hareket eden pek çok kişi bulunuyor. Ülkede yaşanan birçok olay, bu yanlış anlamanın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Örneğin, bazı bireylerin 'Bir dilim pasta ya da cips istiyorum' gibi taleplerle 112’yi aradığını duymak mümkün. Bu durum, aslında bireylerin sağlık hizmetleriyle ilgili hastalık ya da ihtiyaçlarını sorgulamalarında yaşadıkları belirsizliğin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ayrıca toplumda, sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması ve çağrı hatlarının etkili biçimde kullanılabilmesini sağlamak adına yapılan kampanyaların ihtiyaç duyulduğu da bir gerçek.
Sonuç olarak, acil durum hatları olarak bilinen 112, hayat kurtarıcı bir hizmet sunarken, yanlış taleplerle karşılaşması, hem sağlık çalışanlarını zor durumda bırakmakta hem de gerçek acil durumların hızlı müdahale sürecini riske atmaktadır. İnsanların doğru bilgiye ulaşması ve kendi sorumluluklarını bilmeleri, hem sağlık hizmetlerinin etkinliği hem de bireylerin güvenliği için hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla, 112'yi kullanırken dikkatli olmak, bu tür ilginç ama absürt taleplerden kaçınmak ve gereksiz yere meşgul etmemek büyük bir sorumluluktur.
Bütün bunlar ışığında, 112’yi aramak için gerçekten acil bir durumun varlığına dikkat etmek, hem birey hem de toplum sağlığı açısından önemlidir. Ekiplerin zamanında yetişip, hayat kurtarabilmeleri için bu çok önemlidir. Ayrıca, bu konudaki farkındalık yaratmaya yönelik bireysel ve toplumsal çözümlerin geliştirilmesi de kaçınılmaz hale gelmiştir. Ancak bu sayede acil çağrı hatları daha etkili çalışabilir ve her birimiz için hayat kurtarıcı bir hizmet sunmaya devam edebilir.